Kripto Para ve Bitcoin Başlangıç Rehberi

Yeni Başlayanlar İçin 12 Maddelik Başlangıç Rehberi

Kripto para kavramını anlamak için öncelikle kriptografinin ne olduğunu bilmek gerekiyor. Kriptografi; gizlilik, kimlik denetimi, bütünlük gibi bilgi güvenliği kavramlarını sağlamak için çalışan matematiksel yöntemler bütünüdür. Bu yöntemler, bir bilginin iletimi esnasında karşılaşılabilecek aktif ya da pasif ataklardan bilgiyi, dolayısıyla bilgi ile beraber bilginin göndericisi ve alıcısını da koruma amacı güder. Bir başka deyişle kriptografi, okunabilir durumdaki bir bilginin istenmeyen taraflarca okunamayacak bir hale dönüştürülmesinde kullanılan tekniklerin tümü olarak da gösterilir.

Kriptografi biliminin gelişmesiyle birlikte internet üzerinde transferi yapılan bilgilerin güvenliği de artmaya başlamıştır. Bu gelişmeler kripto paranın bir yazılım olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. İlk olarak ortaya çıkan “Bitcoin” bu mantıkla çalışan bir kripto paradır ve kripto paralar içerisinde en popüler olanıdır.

Kripto para, gerçek paradan farklı olarak elle tutulan, deri bir cüzdanda taşınan bir değer değildir. Merkezi olmayan bir sistem ile geliştiği için, bu paraların üretiminde hiçbir devlet ya da özel kuruluşun söz hakkı yoktur. Klasik anlamda kullandığımız tüm paralar devletler tarafından üretilen ve arkasında devlet desteği olduğu için “belirli bir değeri” olan cisimlerdir. Ancak yeni gelişen kripto para teknolojisi hiçbir devlet desteği olmaksızın dünyanın her yerindeki bireysel kullanıcılar tarafından üretilerek “belirli bir değer” edinmiştir.

Bitcoin 2008 yılında Satoshi Nakamoto takma adlı bir grup veya bir kişi tarafından geliştirildiği düşünülmektedir. 2009 yılının Ocak ayında ise ilk blok (Genesis blok) yaratılarak madencilik ve transferler başlamıştır. Bitcoin ile kişiden kişiye (P2P) doğrudan transfer yapılabilir ve hiçbir aracıya ihtiyaç duyulmaz. Transferlerde gönderim kaynağını ve alıcıyı tespit etmek zordur. Gerekli güvenlik tedbirleri alındığı takdirde sizin dışınızda hiç kimse hesaplarınızı kontrol edemez ya da el koyamaz ve tüm hesaplar dijital cüzdanlarda saklanır.

Kısacası, tamamen özgür bir sanal para birimidir. Bu sistem doğası gereği parayı amaç olmaktan bir nebze olsun çıkarıp araç haline getiriyor. Bu bakımdan Bitcoin, mevcut finansal sistemin ısrarla görmezden gelmeye çalıştığı ancak başaramadığı yeni bir deneysel teknolojidir!

Özetle Bitcoin;

  • Dijital para birimidir ve maddesel/fiziki bir karşılığı yoktur.
  • Bitcoin bir ağ etkileşimidir, bir merkezi yoktur ve A kişisinden B kişisine dijital para transferi sağlar.
  • İnternet olan herhangi bir noktadan transfer yapılabilir.
  • Aracısı ya da komisyoncusu yoktur.
  • Bitcoin, açık kaynak kodla yazılmıştır ve herkese açıktır, sistemin sahibi ise onu kullanan herkestir.
  • Tüm ülkelerde kullanılır ve kişisel hesaba müdahale edilemez.
  • Kullanım koşulu, ön sınırlama sözleşmeleri veya şartları gibi sınırlayıcılar yoktur.
  • Bitcoin, madenci denilen ücretsiz bir program tarafından üretilir.
  • Üretilecek Bitcoin sınırlandırılmıştır, toplamda 21 milyon adet üretilecektir.
  • Üretim hızını kontrol edebilmek için Bitcoin çıkarma hızını belirleyen “zorluk seviyesi” belirli protokoller çerçevesinde sürekli olarak ayarlanır. Zorluk ağdaki üretim yoğunluğuna göre belirlenir.
  • Her kullanıcının dijital bir cüzdanı ve hesabı vardır.
  • Bitcoin transferleriniz eşsiz bir imza ile imzalanır ve sırayla madenciler tarafından doğruluğu ve eşsizliği kontrol edilerek onaylanır. Böylece aynı Bitcoin ikinci kez kullanılamaz ve mükerrer ödeme engellenir.
  • Bitcoin ile ürün satışı yapmak için hiçbir ekstra ödeme yapmazsınız. Sizden herhangi bir ön koşul istenmez.
  • Bitcoin; TL, USD ve EURO gibi birçok para birimine dönüştürülebilir.

Bitcoin eşler-arası bir dijital ödeme sistemidir ve birçok özelliğe sahip olması nedeniyle ilk ve benzersizdir. Banka havalesi, EFT veya kredi kartı gibi geleneksel ödeme sistemlerine göre birçok avantajı bulunmaktadır:

Zaman sınırlaması yoktur. Bitcoin transferi gerçekleştirmek isteyen kişi için herhangi bir zaman sınırlaması bulunmamaktadır, online cüzdanlar aracılığıyla internet bulunan herhangi bir noktadan transfer gerçekleştirilebilir.

Mekân sınırlaması yoktur. Geleneksel sistemlerde havale göndermek veya almak için (internet üzerinden göndermek dışında) bankaya veya ATM’ye gidilmektedir. Örneğin posta havalesi ve Western Union gibi transfer sistemlerinde, kişinin bu tür merkezlere giderek transferi gerçekleşmesi gerekir. Bitcoin transferi gerçekleştirmek için ise; kişinin fiziksel olarak bir yere gitme ve orada bulunmasına gerek yoktur.

Transferler çok hızlıdır. Sabırsızlık gibi doğal insani zaaflara cevap verir, para transferleri oldukça hızlıdır.

Saklamak ve taşımak çok kolaydır. Binlerce dolar değerindeki Bitcoin’i akıllı telefonunuza indireceğiniz bir sanal cüzdan ile her an yanınızda taşıyabilirsiniz.

Dünyanın tüm bölgelerinde işlem yapılabilir. Böylece yabancı para birimleriyle yapılan exchange (para değişimi) maliyetleri uygulanmaz.

Basılı paradaki gibi gider ve masraf bulunmaz. Geleneksel yöntemle basılan para; nakliye, depolama ve güvenlik için yapılan harcamalar gibi birçok açıdan hükümetlere artı maliyet ve gider yaratmaktadır. Bitcoin’de bu tip maliyetlerin yanı sıra bürokrasi gibi engeller de bulunmamaktadır.

Ülkelerin ekonomik veya sosyopolitik durumundan etkilenmez. Herhangi bir ülkenin merkez bankasının müdahale veya baskısına tabii değildir; bu nedenle ülkelerin ekonomik veya sosyopolitik iniş çıkışlarından etkilenmez.

Ödemelerde herhangi bir alt sınır bulunmaz. Bitcoin’de, kredi kartı veya havale gibi ödeme sistemleri ile yapılamayan çok düşük miktarlardaki mikro ödemeler dahi yapılabilir.

Ücret ve komisyon uygulanmaz. Bitcoin’de transferler ağlar arasında, bir adresten diğerine direkt olarak, merkezi bir otorite olmaksızın gerçekleşir. Bu nedenle geleneksel yollarla gerçekleşen transferlerde alınan ücret veya komisyon bulunmamaktadır.

Şirketlerin ödemelerle ilgili işlem giderlerini ortadan kaldırır. E-ticaret yapan ve dolayısıyla kredi kartıyla ödeme alan şirketler için bankaların uyguladığı yetkilendirme, komisyon, güvenlik, işlem ve hesap ücretleri gibi birçok masraf bulunmaktadır.

Bitcoin’e olan ilginin artması ile Bitcoin çıkarmanın maliyeti ve zorluğu artmış, bununla birlikte kripto para madencilik işiyle ilgili özel donanımlar üretilmeye başlanmıştır. Artan zorluk seviyesi, yüksek maliyet ve kriptolara olan ilgi Bitcoin türevlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu anlamda farklı bir algoritma yapısına sahip olan Bitcoin’den farklı kripto paralara “altcoin” denir. Yani bir nevi Bitcoin benzeri/türevi şifrelenmiş para birimleridir. 2015 başı itibariyle 600’den fazla altcoin bulunmakta ve bunlar Bitcoin exchange yani bitcoin borsa sitelerinde oldukça ilgi görmektedir. En çok tercih edilen altcoin algoritmaları ise şu şekildedir;

Sha-256 şifreleme türü, Bitcoin’in kullanmış olduğu şifreleme algoritmasıdır. Gündemde en çok ilgi odağı olan ve 2. büyük kripto para birimi olarak kabul edilen Litecoin ise Scrypt şifreleme algoritmasını kullanmaktadır. Keccak algoritması ise, Maxcoin ile ünlenmiş ve kullanılmaya başlamıştır. Maxcoin, CPU tabanlı sistemler için öncelikli olarak gelişmiş ve ekran kartı ile çalışan mining programlarıyla oldukça kazançlı bir coin olarak gündemde yerini sabitlemiştir. Ripple coin ile ünlü olan Ipo türü şifrelenmiş coinler ise gönderdiğiniz Shares oranına göre size kazanç sağlamaktadır.

Birinci nedeni madencilik için en önemli konu olan zorluk seviyesinin altcoinlerde düşük olmasıdır. 1’e yakın zorlukta bir altcoin çok daha hızlı bir şekilde üretilebilir ve kazanç sağlanabilir. Ancak Bitcoin ve Litecoin para birimleri oldukça yüksek seviyede zorlukta kazıldığı için daha düşük seviyede yeni “klon coinler” yani altcoin’ler üretilmektedir. Arz / talep oranına göre exchange sitelerinde değer görür. Sizde bu değere göre düşük zorluktaki coinleri üretebilir ve o anki kura göre Bitcoin cinsine çevirebilirsiniz. Ancak exchange sitelerinde her türlü coin’i bulamayabilirsiniz. Bunun sebebi ise genel anlamda altcoinlerin market hacminin yeterli doygunluğa henüz ulaşmamış olmaması ve gerekli talep sınırını henüz aşmaması ile alakalıdır.

Altcoinler kesinlikle tercih edilmelidir. Ancak dikkat edilmesi gereken birkaç nokta bulunmaktadır. Her altcoin exchange yapılan sitelere eklenmeyebilir. Kısa sürede ilgi çekecek ve kullanıcıya hitap edecek altcoinler tercih edilmelidir. Buna ilişkin olarak yeni çıkan altcoinler, madencilerin ve yatırımcıların dikkatini çekebilmek adına çeşitli yollar denemeye başlamıştır. Rekabetin artmasıyla birlikte piyasaya sürülen her altcoin ya bir oyun ile kendisini desteklemeye çalışır, ya da belli başlı toplumsal görüş ve harekete destek olma vaadi ile çıkış yapar. Bu piyasaya girmeden önce çok ciddi araştırmalar yapmak ve genel olarak risklerini çok iyi anlamak gerekir. Sonuçta her adımda unutulmaması gereken bir gerçek vardır. Bitcoin ve altcoin dünyası tüm enstrümanlarıyla birlikte deneysel bir projedir ve riskleri çok yüksektir.

Bitcoin’i bu kadar önemli bir teknoloji ve büyük bir buluş yapan şeyin kilit noktalarından bir tanesi Proof-of-Work olarak bilinen konsepttir. Aslında Bitcoin çıkartmak, yani madencilik yaparak bir miktar Bitcoin elde etmek madenciliğin tek amacı da değildir. Bitcoin madencileri aynı zamanda Blockchain denen ve yine Bitcoin’i Bitcoin yapan özelliklerden birisi olan ve merkezi olmama özelliğine sahip (decentralized) hesap defterini de tutmaya yarar. Bitcoin madenciliğini özet olarak anlatmak gerekirse, bilgisayarınıza özelliği olan bir sayıyı aratıp buldurmanızdan ibaret ve bu sayıyı önemli yapan şey ise, bulunmasının oldukça zor olması ve bulmanın gittikçe zorlaşması. Zor bulunmasının ve zorlaşmasının sebebi ise şans eseri değil. Bunun sebebi Bitcoin protokolü tasarlanırken, Satoshi Nakamoto tarafından ayarlanmış bir güvenlik önlemi olması. Bu güvenlik önlemi, herkes kafasına göre “Bitcoin basma” işlemini gerçekleştiremesin ve/veya Blockchain’i manipüle edemesin diye var. Başka bir ifadeyle madencilik denilen şey, bilgisayarınıza oynattığınız bir şans oyunu ya da yukarıda yazıldığı gibi, rakamlardan oluşan bir saman yığınında, yine rakamlardan oluşan bir iğne aratmaktır. Burada her bir yaptığınız arama hamlesini de, işlemci gücünüzle doğru orantılıdır. Bu durumda da bu işe ne kadar çok işlemci gücü yatırırsanız, saman yığınında bir iğne bulma olasılığınız o kadar artacaktır.

Bu arada, söz konusu dijital saman yığınının devasa, iğnenin de küçücük olduğunu hayal etmeniz olayı kavramanıza yardımcı olacaktır. Ve “samanlığın bir köşesinden aramaya başlamak” ve buna benzer şekillerde optimizasyon yöntemleri kullanarak işleminizi kısaltmak/şansınızı artırmak mümkün değil. Bu biraz kötü bir örnek olacak ama iğnenin sürekli ve rastgele olarak yer değiştirdiğini düşünün.

Şu anki durumda (Bitcoin protokolünün günümüz için belirlediği zorluk ve ödül seviyesinde), bu iğneyi bulan (yani “çekilişi kazanan”) madenci 25 Bitcoin ödül kazanıyor. Bu rakam Bitcoin’in ilk zamanlarında 50 idi ve git gide azalacak. Sonuç olarak, madencilik zor ve çok miktarda işlemci gücü gerektiriyor, zorluğu giderek artıyor ve ödül miktarı da azalıyor.

Bunun dışında, kişisel olarak sizin herhangi bir mining cihazı alıp BTC madenciliği olayına girmeniz, %99 ihtimalle, finansal olarak zarara girmenizle sonuçlanacaktır. Fakat bu demek olmuyor ki tüm coin’ler için aynı şey geçerli. Madencilik için diğer coin’leri tercih edebilirsiniz.

CPU Mining; kullanılan bilgisayarın CPU, yani bilgisayarın merkezi işlem biriminin gücünden faydalanarak Bitcoin elde etmektir. Bitcoin’in ilk günlerinde, herhangi bir bilgisayar ile madencilik yapmak mümkündü; (hala mümkün elbette, ama maddi olarak hiç kazançlı değil; çünkü oluşturduğu maliyeti, gelirinden çok daha fazla) fakat şu an zorluktan dolayı yapılamıyor. Ama CPU madenciliği devrinin sonunun gelmesinde başka faktörlerde rol oynadı.

GPU Mining; ekran kartları, Bitcoin (ve bazı diğer coin’lerin) madenciliğinin yapılabilmesi için gerekli olan matematiksel problemleri çözmekte, işlemcilerden (CPU) daha verimlidirler. Bunun sebebi de GPU’ların (Graphics Processing Unit), yani ekran kartlarının barındırdığı işlemcilerin, floating point hesaplamalarında daha verimli olmaları ve Bitcoin çıkartmak için gerekli olan işlemlerin, yoğun olarak bu hesaplamaları kullanmaları. Bunu, yani neden GPU ‘ların CPU’lara göre madencilik işleminde daha efektif olduklarını konuya hakim olmayanların da anlayacağı bir benzetmeyle tarif etmek gerekirse; “GPU’lar kuvvetli ve hızlı maden işçileriyse, CPU’lar daha kalifiye, beyaz yakalı işçiler. CPU’lar belki daha eğitimli ve bilgili, fakat madencilik için GPU’lar çok daha efektif.” şeklinde özetlenebilir. Kısacası; GPU’ların yani ekran kartlarının bu tür işlemlerde çok daha hızlı ve verimli çalıştıkları bilgisinin geniş kitlelere yayılmasından sonra, ki bu aşağı yukarı CPU madenciliğinin (Bitcoin difficulty’nin artmış olmasından ötürü) verimliliğinin azaldığı günlere denk geliyor, insanlar devasa GPU mining rig’leri (madencilik için toplanan özel bilgisayarlar) kurmaya başladılar. Pek çok ekran kartının bir bilgisayara bağlı olarak ve/veya pek çok bilgisayarın GPU gücünün bir havuz oluşturulup toplanmasıyla oluşturulan bu rigler ile, GPU minerlar altın günlerini yaşadılar. Bu süreç aşağı yukarı 2010 sonundan – 2013 başına kadar çok karlı bir şekilde sürdü diyebiliriz. Günümüzde ise Bitcoin madenciliği artık sadece ASIC’ler karlılık elde edilebilecek zorluk seviyesine ulaştı.

ASIC Mining; (Uygulamaya özgü tümleşik devre madenciliği hakkında), ASIC miner nedir sorusu kafanızı kurcalıyorsa, yukarıdaki maden işçisi örneğinden yola çıkarak, bir ASIC miner cihazı için şunu söyleyebiliriz; doğduğu günden itibaren sadece madencilik için, hatta sadece özel bir maddenin (coin’in) madenciliği yetiştirilmiş, bu yönde uzmanlaşmış bir işçi düşünün. ASIC’ler (application-specific integrated circuit) yani Türkçesiyle uygulamaya özgü tümleşik devreler, sadece yerine getirmeleri beklenen görevler için özel olarak üretilmiş işlemciler olarak düşünülebilir ve söz konusu işlemi gerçekleştirmekte diğer tüm işlemci türlerinden hem daha hızlı hem de daha verimli çalışmaktadırlar (özellikle de ısı ve enerji tüketimi açısından).

Bitcoin mining için özel olarak üretilmiş ASIC cihazlar, 2013 yılı başından (yoğun olarak Nisan-Mayıs’tan) itibaren kullanıcıları ile buluşmaya başladı ve Bitcoin madenciliği, geri döndürülemez olarak değişti. GPU mining, CPU mining’e göre ne kadar hızlı ve avantajlıysa, aynı şeyi ASIC – GPU arasındaki fark için de söyleyebiliriz. Bu yüzden GPU ve CPU minerlar artık işe yaramaz hale geldiler ve devir ASIC cihazlarının devri oldu. ASIC cihazların dezavantajı ise spesifik coin’lerin madenciliği dışında bir iş için kullanılamamaları.

Şimdilik öyle görünüyor ki, ASIC üreticilerinin hız savaşı, bir süre daha devam edecek. Üreticiler her 3-5 ayda bir yeni ürünlerini duyuruyorlar ve ön siparişleri alıp aylar sonrasında ürünleri müşterilere ulaştırıyorlar. Bitcoin madenciliğiyle ilgili ekipman üretip satan şirketlerin bu ekipmanlarla neden Bitcoin üretmeyip de makineleri sattığı, Bitcoin kullanmaya yeni başlayan kullanıcılar için her zaman merak konusu olmuştur. Bunun sebebi olarak çoğu zaman, üretim giderleri, yani elektrik ve mekan giderleri dile getirilir. Görünüşe göre ise bazı şeyler artık değişecek.

Örnek olarak, İsveç merkezli Bitcoin madencilik ekipmanları üreten KnCMiner şirketi, 2014 yılında ekipman satışını durdurarak, ürettiği makinelerle artık kendi madencilik yapacağını duyurmuştu. KnCminer’ın bu kararı almasındaki en büyük neden karlılık olarak gösterilebilir. Başka bir ifadeyle bu şirket için, bir makine satmak, o makineyle Bitcoin madenciliği yapmaktan daha az karlı bulunuyor. Hesaplamalar şu anki fiyata göre önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde üretilecek Bitcoin değerinin 2 milyar dolar civarında olacağını gösteriyor, yalnızca önümüzdeki bir yıl içerisinde yaklaşık 1,310,400 Bitcoin daha piyasaya sürülecek, hemen hemen (şu anki kur ile) 500 milyon dolar değerindeki bu büyük miktar ekipman üreten şirketlerin iştahını kabartıyor.

Bu durum her zaman ve her şirket için aynı şekilde olmayabilir; çünkü üretim maliyeti, yani elektrik ücreti ve mekan giderleri ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Bu nedenle, şu anda İsveç’in Boden şehrinde bir helikopter hangarında madenciliğe devam eden KnCMiner, üretim alanlarını genişleterek elektrik ücretinin çok daha düşük olduğu İzlanda’ya yönelmiş durumda.

Bilindiği gibi İzlanda, doğal termal kaynakları bakımından çok zengin ve bu kaynaklardan çok düşük maliyetlerle elektrik üretiliyor. Evlere ve iş yerlerine sağlanan elektrik ücreti ise neredeyse bedava, hatta ülkenin kullanabileceğinden o kadar fazla elektrik üretiliyor ki, bu da İzlanda’yı Avrupa gibi yeni pazar arayışlarına sürüklüyor. Fakat, Bitcoin madencileri hemen endişeye kapılmasın; çünkü Avrupa, Amerika ve Çin’de bulunan büyük üreticiler için elektrik, dolayısıyla da üretim maliyeti hala yüksek ve bu nedenle cihaz satışları devam etmek zorunda.

Şimdilik öyle görünüyor ki, ASIC üreticilerinin hız savaşı, bir süre daha devam edecek. Üreticiler her 3-5 ayda bir yeni ürünlerini duyuruyorlar ve ön siparişleri alıp aylar sonrasında ürünleri müşterilere ulaştırıyorlar. Bitcoin madenciliğiyle ilgili ekipman üretip satan şirketlerin bu ekipmanlarla neden Bitcoin üretmeyip de makineleri sattığı, Bitcoin kullanmaya yeni başlayan kullanıcılar için her zaman merak konusu olmuştur. Bunun sebebi olarak çoğu zaman, üretim giderleri, yani elektrik ve mekan giderleri dile getirilir. Görünüşe göre ise bazı şeyler artık değişecek.

Örnek olarak, İsveç merkezli Bitcoin madencilik ekipmanları üreten KnCMiner şirketi, 2014 yılında ekipman satışını durdurarak, ürettiği makinelerle artık kendi madencilik yapacağını duyurmuştu. KnCminer’ın bu kararı almasındaki en büyük neden karlılık olarak gösterilebilir. Başka bir ifadeyle bu şirket için, bir makine satmak, o makineyle Bitcoin madenciliği yapmaktan daha az karlı bulunuyor. Hesaplamalar şu anki fiyata göre önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde üretilecek Bitcoin değerinin 2 milyar dolar civarında olacağını gösteriyor, yalnızca önümüzdeki bir yıl içerisinde yaklaşık 1,310,400 Bitcoin daha piyasaya sürülecek, hemen hemen (şu anki kur ile) 500 milyon dolar değerindeki bu büyük miktar ekipman üreten şirketlerin iştahını kabartıyor.

Bu durum her zaman ve her şirket için aynı şekilde olmayabilir; çünkü üretim maliyeti, yani elektrik ücreti ve mekan giderleri ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Bu nedenle, şu anda İsveç’in Boden şehrinde bir helikopter hangarında madenciliğe devam eden KnCMiner, üretim alanlarını genişleterek elektrik ücretinin çok daha düşük olduğu İzlanda’ya yönelmiş durumda.

Bulut madenciliği (cloud mining) kısaca, dünyanın herhangi bir yerindeki bir şirketin veri merkezi üzerinden kullanıcının madencilik paketi kiralaması olarak tanımlanabilir. Bulut madencilikte müşteri belirli bir fiyat karşılığında bir işlemci gücü kiralar ve üretilen kripto paralar doğrultusunda günlük, haftalık veya aylık olarak ödeme alır; fakat genel olarak bulut madencilikle ilgili dile getirilen olumsuzlukların çok fazla olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Bazı firmaların gerçekten üretim yapıp yapmadığı belli olmayabilir ve net değildir, bu konuya dikkat etmek gerekir.

Bulut madencilik süreci kısaca, bulut madencilik yapmak isteyen bir kullanıcının madencilik yapan şirketten işlemci gücü paketi veya madencilik hissesi satın almasıyla başlar. Satın alımdan sonra ise saatlik, günlük veya haftalık olarak çıkarılan miktarın hisseye göre paylaştırılması sonucunda yatırımcılara geri ödemeler yapılır. Bazı şirketler her hisse başına bakım ve onarım ücreti alabilir, bu nedenle bir bulut madencilik şirketine yatırım yapmadan önce kesintiler ve komisyonlar hakkında detaylı inceleme yapmak gerekir.

Bitcoin ve kripto paraların birçok kullanım alanları vardır. Eğer elinizde bir miktar Bitcoin varsa exchange sitelerinde alım satım yaparak kripto paranızı aynı bir yatırım aracı gibi değerlendirebilirsiniz. Diğer bir kullanım alanı da alışverişlerdir. Internet üzerinden veya mağazalardan Bitcoin karşılığında bir şeyler satın alabilirsiniz. Kullanım alanlarından en popüleri ve kriptoların da çıkış amacı olan, para gönderme aracı işlevselliğidir. Başka bir ifadeyle banka ve aracı kurumlarıın aldığı yüksek komisyon veya gönderim ücretlerinden kurtularak istediğiniz kişiye kolay bir şekilde uluslararası para transferi yapabilirsiniz. Bahsettiğimiz bu alanlara ek olarak Bitcoin’in altyapısı olan blockchain sayesinde finans dışındaki diğer alanlarda da kullanılması planlanıyor. Bu çerçevede, blockchain teknolojisiyle sağlık, kültür, bilim ve sanat gibi diğer alanlarda katma değer yaratan ve hayatı kolaylaştıran uygulamalar geliştirilebilir.

Ülkemizde de işletmelerin kullanma oranı gittikçe artmaktadır. Aşağıdaki sayfadan takip edebilirsiniz.

Bitcoin ve diğer kripto paralar yukarıda bahsettiğimiz kullanım alanları yanında yatırım aracı olarak da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kripto paralar aynı altın gibi düşünülebilir, fiyat düştüğünde alınır çıktığında satılır, bu işlemler sonrasında ise para kazanma imkanı doğar. Bitcoin ve altcoinler ile ilgilenen çoğu kullanıcı haftanın 7 günü 24 saat açık olan borsalarda al sat yaparak para kazanmaya çalışır.

 

Borsalarda alım satım işlemi yapabilmek için öncelikle, bir exchange sitesine (Bitcoin veya altcoin borsasına) üye olmak gerekir. Sonrasında eğer elinizde

 

kripto para varsa, bu sitedeki açtığınız hesabınıza transfer edip işlem yapmaya başlayabilirsiniz. Kripto paralara yeni başlamışsanız ve eğer elinizde Bitcoin veya herhangi bir altcoin yoksa, exchange sitesine para (TL, Dolar veya Euro) gönderip, daha sonrasında site içerisinde alım emri vererek bu parayı kripto paralarla takas edebilirsiniz. Takas (exchange) işleminde site yani aracı şirket

 

size herhangi bir şekilde kripto para satmaz veya almaz, takas işlemi yalnızca kullanıcılar arasında yapılır. Başka bir ifadeyle, elinizde bir miktar Bitcoin var ve satıp TL’ye çevirmek istiyorsunuz diyelim, bunun için satmak istediğiniz Bitcoin miktarını ve satış fiyatını girerek satış emri vermeniz gerekir. Bu işlemi yaptıktan sonra, satışın gerçekleşmesi için başka bir kullanıcının da sizin satış emrine karşılık gelecek şekilde alış emri vermesi gerekir ki işlem gerçekleşsin. Site içerisinde alış ve satış fiyatları her eşleştiğinde, yani aynı değer olduğunda

işlem gerçekleşir. Bunun karşılığında da exchange sitesi alıcıdan ve satıcıdan bir miktar komisyon alır. Yani exchange sitesinin temel amacı aynı platform üzerinde alıcıyı ve satıcıyı birleştirerek güvenli ticaretin yapılmasını sağlamaktır.

Kripto paralarla al-sat yapan kullanıcılar kısa veya uzun vadede bu işlemleri sürekli olarak gerçekleştirerek kar yapmayı amaçlamaktadırlar. Yeni başlayan kullanıcılar için ise al-sat yapma önerilmez, öncelikle Bitcoin ve kriptoların dünyasını anlamak ve piyasayı iyi bilmek çok önemlidir.